Kurban Bayramı'nı Bartın'ın Ulus ilçesi Ulukaya köyündeki baba evinde geçiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bayramın ikinci gününde AK Parti il merkezinde kutlama törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Tunç, Filistin ve Gazze'de 9 aydır insanlık suçlarının işlendiğini belirterek, şöyle konuştu: “Gazze ve Filistin'de çocuk ve kadın katliamı dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Ne yazık ki ateşkes sağlanamadı. 9 ay boyunca kan akıtılmadı.” Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşların aldığı hiçbir karara saygı gösterilmiyor. Ne yazık ki uluslararası örgütler bu kan dökülmesini durdurmaya çalışıyor ancak uluslararası örgütler insanlığa karşı işlenen suçları engellemeye yetmiyor ancak büyük çoğunlukla ateşkes kararı verildi. uygulanmadı. Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ateşkes kararı aldı ancak maalesef uygulanması mümkün olmadı. Bu kararlara uyan hiçbir devlet olmadığından uluslararası sistemin Filistin ve Gazze konusunda etkisizliği bir kez daha ortaya çıktı. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı soruşturma başlattı. “Bu soruşturma kapsamında burada işlenen suçlar, özellikle soykırım ve bombalama suçlarına varan insanlığa karşı suçlar nedeniyle başlattığı soruşturmada tutuklama kararı talep etti ve 'Tutuklansın' dedi ama maalesef bu talebi yerine getirilmedi. Henüz Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetkili dairesi tarafından incelenmedi' dedi.
“REFORMLARI DAHA KALICI HALE GETİRECEĞİZ”
AK Parti hükümetinin önümüzdeki 4 yılda büyük reformlara imza atacağını belirten Bakan Tunç, şöyle konuştu: “Ülkemizde bugüne kadar temel hak ve özgürlükleri nasıl genişlettik, hak arama yollarını nasıl artırdık, yapısal olarak nasıl ilerledik? Temel hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik reformlar yaparak bunları daha kalıcı hale getireceğiz.” Türkiye'nin demokrasi standardını daha üst seviyelere çıkarmak için gerekli mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Adaletin tesisi, hukukun üstünlüğü ilkesinin daha da güçlendirilmesi, hukuki belirlilik ilkesinin daha da güçlendirilmesi ve sessiz devrim sayılan reformların daha kalıcı hale getirilmesi yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İnşallah ülkemizi demokratik ve sivil yeni bir anayasaya taşımak için mücadele edeceğiz. Türkiye'nin ikinci yüzyılı olan “Türkiye yüzyılı”nı darbe anayasasıyla başlatmadan, ülkemizi tüm bunlardan kurtaracağız. Elbette bu amaçla Meclis'te başlayan ve parti liderleriyle toplantılar yapmaya devam eden siyasi bir çalışma var. Toplumun her kesiminin görüşlerini dikkate alarak ve umarım parlamentoda uzlaşmaya zemin hazırlayarak ülkemizi darbe anayasasından kurtaracağız. İnanıyorum. Çünkü Anayasamızın darbeciler tarafından yazılmış olması, demokratik bir ortamda yazılmamış olması ve darbe sonrasında halkın temsilcileri tarafından hazırlanmamış olması zaten bir değişim sebebidir. Bugüne kadar Anayasamızda pek çok önemli reform yapıldı. Başta yargı birliğinin güvence altına alınması, ombudsmanlık, bilgi edinme hakkı, özel hayatın korunmasına ilişkin kişisel verilerin korunmasına ilişkin kurallar, kadın haklarının güçlendirilmesi, çocukların korunması, çocuk haklarının güçlendirilmesi gibi pek çok yapısal konu ele alınmaktadır. hakları, sıkıyönetimin kaldırılması, darbecilerin yargılanmasının önünün açılması, Milli Güvenlik Kurulunun uygarlaştırılması vb. Anayasa değişiklikleriyle reformları hayata geçirdik, elbette tüm bu değişiklikler anayasamızın tekdüzeliğini bozdu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetim sistemimiz daha demokratik bir yapıya kavuştu. Halkın yürütmeyi doğrudan belirleyebildiği koalisyon sistemiyle cumhuriyeti güçlendiren, istikrarsızlığı geride bırakan bir yönetim sistemine girdik. Bütün bu değişikliklerin ardından, uyum yasalarıyla birlikte, umarım önümüzdeki 4 yılda milletimize karşı görevimizi yerine getirerek, temel hak ve özgürlükleri ön planda tutan, demokratik, sivil ve katılımcı yeni bir anlayışla yeni bir anayasayı hayata geçireceğiz. koruma. Tek umudumuz budur.”
(DHA)